İsveç’teki Linköping Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, antibiyotik dirençli bakterilere karşı mücadelede yeni bir yaklaşım geliştirdiler. Bu, kanser tedavisinde yıllarca kullanılmış ilaçlar grubuna dayanıyor. Araştırmacıların geliştirdiği yeni sınıf antibiyotikler, hastalara zarar vermeden bakteri veya tümör hücrelerini öldürmeyi mümkün kılabilir.
Araştırmacılar bu sürecin bir parçası olarak, 1960’lardan beri kullanılan ve birçok kanser ve viral enfeksiyonun ilk terapi seçeneği olan nükleosit analogları adı verilen ilaç grubuna odaklandılar. Bu moleküllerin bakteri öldürmede de etkili olduğu bilinmektedir, ancak yan etkileri nedeniyle antibiyotik tedavisinde kullanılmamaktadır.
Frank Hernandez liderliğindeki araştırma ekibi, bu ilaçları daha güvenli bir şekilde teslim edebilecek yeni bir yöntem geliştirdi. Nükleazlar adı verilen bir protein türünün özelliklerini incelediler ve farklı bakterileri tanımak için kullanılabilecek belirli ‘parmak izlerinin’ varlığını keşfettiler.
Araştırmacılar, geliştirdikleri yeni TOUCAN (Nükleazlar Tarafından Etkinleştirilen Terapötik Oligonükleotidler) stratejisi sayesinde, ilaçların sadece hedeflenen bakteriyle temas ettiğinde aktif hale gelmesini sağladılar. TOUCAN teknolojisi kullanılarak paketlenen ve teslim edilen floksuridin adlı bir nükleosit analogu, fareler üzerinde yapılan deneylerde Staphylococcus aureus bakterisini etkin ve güvenli bir şekilde öldürdü.
Önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde bu yöntemin hasta tedavisinde kullanıma hazır olması bekleniyor. Ayrıca, TOUCAN’ın kanser veya viral enfeksiyonları tedavi etmede yan etkileri azaltma potansiyeline de sahip olduğu ifade ediliyor. Araştırmacılar aynı zamanda bu teknolojinin vücut tarafından nasıl işlendiğini ve herhangi bir kısa veya uzun vadeli olumsuz etkilerinin olup olmadığını araştırmayı planlıyorlar.
Bu araştırmanın maliyeti Knut ve Alice Wallenberg Vakfı ile İsveç Araştırma Konseyi tarafından karşılandı. Ayrıca, TOUCAN’ı klinik kullanım için geliştirmek üzere bir şirket kuruldu.