Yeni bir araştırmaya göre, kadınlar, aile geçmişlerini dikkate almayan genetik test sonuçlarından yüksek riskli oldukları söylendiğinde gereksiz cerrahi işlemleri tercih ediyor olabilir. Araştırmayı yürüten Exeter Üniversitesi, BRCA genlerinden (BRCA1 veya BRCA2) birinde hastalık oluşturan bir varyanta sahip olduklarını bulan kadınlara, meme kanseri risklerinin yüzde 60-80 olduğu bildirilebileceği konusunda uyarıyor. Ancak, yakın bir akrabalarında bu durum olmayan kadınların riski yüzde 20’den daha az olabilir.
Araştırmacılar, genel popülasyonda bu BRCA varyantlarının gerçek risk düzeyinin daha iyi bir fikrini elde etmek için 40 ile 69 yaşları arasında İngiltere Biobank çalışmasına katılan 454.000’den fazla katılımcıyı analiz etti. Araştırmacılar, yalnızca hastalığı oluşturan bir BRCA varyantı taşımanın 60 yaşına kadar meme kanseri riskiyle yüzde 18 (BRCA2 için) ve yüzde 23 (BRCA1 için) bağlantılı olduğunu buldu. Durumu olan yakın bir akrabası olan kişilerde risk yüzde 24 (BRCA2 için) ve yüzde 45 (BRCA1 için) olarak artıyordu.
Araştırmanın baş yazarı Dr. Leigh Jackson, daha fazla kadının, özellikle aktris Angelina Jolie’nin genetiğini ve sonraki cerrahi operasyonlarını paylaştıktan sonra meme kanseri ameliyatını seçmeye başladığını belirtti. Ancak uyarıyor: “Yüksek genetik hastalık riskine sahip olduğunuz bildirilmesi, bir durumdan korkma seviyenizi ve sonuçta alacağınız eylemi gerçekten etkileyebilir. Meme kanseri geliştirme riskinin yüzde 80’i ile yüzde 20’si çok farklıdır. Bu fark, invaziv meme cerrahisi olup olmayacağınız konusunda kararınızı etkileyebilir.” Diğer araştırmacılar da benzer sonuçlar buldu ve genel nüfusta bu hastalıkların genetik taramasının, birçok insanın gereksiz taramalara veya daha fazla prosedürlere maruz kalmasına yol açabileceği sonucuna vardılar.